Kadercilik Üzerine

Kadercilik Üzerine 

Dünya'yı sadece zekiler yönetir. Yönetilenler ise her şeyden habersiz kader diye kendini avutur. 

Kadere inanıyor olabilirsiniz. Doğduğumuz yeri ve ailemizi kendimiz seçemiyoruz evet ama hayatımızın ipleri bizim elimizdedir. Karşımıza bir engel çıktığında o engeli aşıp yeni fırsatlar yaratmak yerine bu engeli kader diye adlandırmak çok daha kolay olacaktır. İşte bu yüzdendir ki insanlar kadere kolaylıkla inanabiliyorlar. Başımıza gelen olayların sadece %10'u kontrolümüz dışında gelişir, geri kalan %90'ı ise başımıza gelen bu olaylara nasıl tepki verdiğimizle ilgilidir. Yani kaderimizi kendimiz yaratırız. Bir yıl sonraki hayatımızı bugün ne yaptığımız belirler, kader değil.

Tamamen kaderciliğe başvurursanız eğer kendi potansiyelinizi heba edersiniz. Üstelik inandıkça hayattaki kontrolünüz azalmaya başlayabilir. Kader diye bir şey yoktur. Sadece inanan insanlar vardır. İnanç ise sadece his ve düşünceden ibarettir, gerçeklerden değil.

Elbette kadere inanıp inanmamak size kalmıştır. Burada sadece kadercilikle iç içe olan bir insanın hayatındaki kontrolünü nasıl kaybettiğine ve potansiyelini nasıl heba ettiğine dikkat çekmek istedim. 

Toplum Baskısı

 Toplum Baskısı

Toplumun biz bireylere biçtiği bazı roller vardır. Küçüklüğümüzden beri bu tür baskılara 

maruz kalır kendimizi yeniden şekillendiririz. Toplumun bize biçtiği rollerden sıyrılmalı ve 

toplumun isteklerini değil kendi isteklerimizi göz önünde bulundurmalıyız. Toplum baskısı 

öyle bir hale gelmiş ki toplumun bizden beklediklerini, kendi beklentilerimiz olduğunu 

zannedebiliriz. Hedeflerinizin gerçekten sizin istekleriniz doğrultusunda oluştuğuna dikkat 

ediniz. Başarı yolumuzda toplumun bize ne söylediği kayda değer argümanlar değildir. Saygı 

gereği dinleyin fakat kendi istekleriniz doğrultusunda çalışın.

Bazı insanlar çok kontrolcüdürler. Sizin isteklerinizi ve hedeflerinizi görmeden gelip size 

birkaç mantıklı şey söyleyerek sizi manipüle edebilirler. Sizi kontrol etmek isterler çünkü bu 

onları hem rahatlatır hem de sevindirir. Başarının anahtarını size vermiş gibi bir hisse 

kapılırlar. Neyse ki artık bunun farkındasınız ve artık insanların sizi kontrol etmesine izin 

vermeyeceksiniz.

Üstelik insanlar kendileri için en iyi olanı söylerler, sizin için en iyi olanı değil.

Bir Ülkenin Gelişimi Neye Bağlıdır?

Bir ülkenin gelişimi uzun vadede genç kesimin gücüne, başarısına ve potansiyeline bağlıdır. Bundan dolayı ise bir devletin genç kesime, kendini gerçekleştirebilmesi ve potansiyelini ortaya koyabilmesi adına bazı olanaklar sunarak yardımcı olmalı, destek vermelidir. Ancak bu ülkede tam tersi bir durumun söz konusu olduğundan bahsedersek yanlış konuşmuş olmayız herhalde. Gençler sürekli psikolojik buhran geçirmekte, kendini baskı altında hissetmekte, ekonomik ve finansal açıdan büyük sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Dolayısıyla bu gençlerin hem kendi gelişimine hem de ülkenin gelişimine bir katkıda bulunmasını bekleyemeyiz. Bunun için gereken refah bir ortam, temiz bir çevre, emeklerimizin boşa harcanmadığını bilerek rahat bir çalışma ortamı. Bunlar gençlere sağlandığı takdirde ülkenin gelişimine çok büyük oranda katkıda bulunabiliriz. Kaliteli ve akılcı bir eğitim sayesinde topluma faydalı bir birey haline gelir ve bununla birlikte ülkenin gelişimine zemin hazırlarız. Dünyadaki itibarı artmaya başlar çünkü dediğim gibi bir ülkenin dünyadaki itibarı yine geçlerin başarısına, potansiyeline ve gücüne bağlıdır. Hepinizin bunun farkında olduğunu biliyorum, özellikle geleceğini şekillendirmeye çalışan bir gençseniz.

Burada söylemek istediğim şey devletin bize her ay 10 000 tl finansal yardımda bulunması değil. Refah bir ortam, temiz bir çevre, kendimizi baskı altında hissetmeden, geleceğimiz için kaygı taşımadan, milli paramızın her geçen gün değer kaybetmediği daha güzel bir dünyada kendi gelişimimize odaklanarak topluma faydalı bir hizmet vermek. Umarım bunun önemi anlaşılır ve gelecekte bizi bekliyor olan zor günlerin önüne geçilir.

Tanrılaşmak

Tanrılaşmak

Son zamanlarda yaşanan bilimsel ve teknolojik gelişmelerden sonra uzun bir düşünce sürecine girdim. Tanrılaşmak kelimesi kulağa ne kadar çok abartılı gelse de aslında bu konu için en uygun kavram. Medeniyetimiz ivme kanunu ile birlikte son hız ilerliyor. 

İnsanlık tanrı kavramını şekillendirirken kendi geleceğini resmetmiş olabilir. Bilim ve teknoloji alanındaki bütün gelişmeler bizi kendi yarattığımız tanrıya doğru sürüklüyor olabilir. Bu durumu kaçınılmaz son olarak adlandırabilirsiniz. 

Bazı insanlar yaşanan bütün bu gelişmelerin insanlığın sonu olacağını düşünüyor. Elbette silah teknolojisinde yaşanan gelişmeleri hesaba katacak olursak bu durumu da göz önünde bulundurmak gerekir. Ancak şanslıysak ve kendi sonumuzu kendimiz getirmezsek tanrılaşmak bizim kaçınılmaz sonumuzdur. Belki binlerce belki milyonlarca yıl sonra insanlar asıl tanrının beyinleri olduğunu anlayacaklardır. 

Duygusal Müzikler Dinlemek

Duygusal Müzikler

Duygusal müzikler insanı mental ve duygusal açıdan zayıflatır. Bu tür müziklerin bağımlısı olan insanlar sürekli depresif, mutsuz, başarıya uzak ve gelişime kapalı bir hayat yaşamaktadırlar. Siz de etrafınızdaki bu tür müzik dinleyen insanları gözlemleyerek bu durumu doğrulayabilirsiniz. Ne kadar mutsuz olursanız pozitif müzikler dinlemeye özen gösterin. Dinlediğiniz duygusal müzikler mutsuzluğunuzu arttırmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. 

İnsanı motive eden, güçlü hissettiren, harekete geçirici müzikler dinlemeniz sizi daha pozitif bir ruh haline sokacaktır. Heavy Metal veya Hard Rock dinleyebilirsiniz. Bunlarla birlikte dinleyebileceğiniz binlerce sağlam müzik internette mevcuttur. 

Kısa Yoldan Para Kazanmaya Çalışmak

Kısa Yoldan Para Kazanmak Diye Bir Şey Yoktur

Kısa yoldan başarıya ulaşmak diye bir şey yoktur. Bu süreç uzun vadeli engellerle ve duygusal süreçlerle dolu bir dönemdir. Günümüz dünyasında insanlar çaba göstermeden, risk almadan para kazanmak ve başarıya ulaşmak istemektedirler. Ancak birçoğunun bu isteği elindeki parasını da kaybetmesiyle sonuçlanıyor.

Dolandırıcılar insanların bu zafiyetlerini farkında ve kullanmasını çok iyi biliyorlar. Kısa yoldan para kazanma hayaline kapılan insanları avlayıp para kazanıyorlar. Kurbanlar ise ne yazık ki büyük bir kayıp ile baş başa kalıyorlar. 

Dünya çapında başarılı ve milyoner olanlar okumanın ve değer yaratmanın öneminden ne kadar bahsetse de insanları tatmin edemiyor. İnsanlar hiç çaba göstermeden mucizevi bir şekilde başarıya ulaşmak istiyorlar. 

Başarı konusunda basite kaçılırsa bunun sonuçları sizin için çok ağır olur. Başarıya ulaşmak için bedel ödemek zorundasınız. Başarıya ulaşmanın alternatifi yoktur. 

Kısa yoldan para kazanma meselesi ise insanlara hayal satarak onları kandırmak üzerine kuruludur.  

Fikirleriyle Değer Yaratmaya Çalışan Birisiyim

 Motivasyon konuşmacıları gibi hevesinizi kullanıp sizi etkilemeye çalışmayacağım. Ya da kişisel gelişim zırvaları gibi hayatın bütün iplerinin elinizde olduğunu söylemeyeceğim. Çünkü değil zaten. Eğer elinizde olduğunuzu düşünüyorsanız bu metni kendi isteğinizle okuyup okumadığınızı derinlemesine düşünebilirsiniz. Her şeyi bildiğini zanneden ama aslında hiçbir şey bilmeyen insanlar gibi size akıl vermeye de çalışmayacağım. Ben sadece fikirleriyle değer yaratmaya çalışan birisiyim. Hiçkimsenin yazmadığı ve konuşmadığı konular hakkında konuşamaya, hiçkimsenin fikir üretmediği konular hakkında fikir üretmeye çalışacağım.